13 Haziran 2014 Cuma

ATA YADİGARI SARAYBOSNA - SARAJEVO





VİZESİZ GEZİNTİ - SAYABOSNA




Bu yazı Taksim Gezi olaylarında hayatını kaybeden gezi şehitlerine ve yaralanan gazilere adanmıştır.

 
 



Her gezi öncesinde yaptıgım gibi blogları ve yorumları okuyarak gittim Saraybosna'ya. Açıkcası önyargılıydım,karşıma  Bir Üsküp daha çıkar diye düşündüm ve tatilde gerekirse iptal edilecek kısım olarak algılamıştım. Ne kadar çok yanıldığımı Belgrad dan başladığımız  yolculukda anladım. Herkes harika bir doğa der ama görmeden anlamak mümkün değil. Birçok yerde araçtan inip mola vermek ve fotoğraf çekmek geldi içimden.
 
Diğer detaylara girmeden bir giriş yapayım. Saraybosna'ya direk uçakla gidebilirsiniz.Pegasus dan aylar önce alacagınız bilet bir h.sonu gezisi için  harika olur. Biz yolculuğa Belgrad dan başladığımız için minibüsle geldik.. Hostelden alıp hostele kadar bırakıyor olması bizim için çok cazip geldi. Ta ki o virajlı yollarda akıl noksanı şöforun araç kullanmasını görene kadar. Arkadaşım mide bulantısı ve baş ağrısından müzdarip oldu. Sanırım en büyük kabus bu yolculuk oldu. (Belgrad-Saray Bosna 7 kişilik minübüsle 6 -7 saat sürer ve maliyeti 25 € dur)

Akşam saatlerinde hostelimize varınca pek çevrenin ayrımına varamadık. Tam çarşının içinde bir yer bulmuştuk ve pansiyonu işleten Mehmet Amca bizi karşıladı.Gördüğüm en temiz pansiyondu. Şayet giderseniz kesinlikle burda kalın. Türk olduğumuz için ayrıca ilgi gösterdiler.Hostel Cult bir köşeye yazın ve giden eşiniz dostunuz olursa tavsiye edin. Duasını alırsınız fena mı:) Ha b,r de demleme çayları her daim hazı ve nazır. Bir çaykolik olarak atlmamalıyım bunu.
 
Çarşı içinde gezilecek görülecek çok şey var. Kliseler,camiler,müzeler birbirine o kadar yakın ki hepsini bir günde görmeniz mümkün.

KISA BİLGİLER

Saraybosna 15. yy da Osmanlı döneminde kurulmuş ve döneminde yıldız olmuş bir şehir.1992 yılında bağımsız Bosna Hersek Cumhuriyeti'nin başkenti olmuştur. İçindeki ahenkden dolayı birçok farklı kültürü bir arada görmek mümkün. Saraybosna da Boşnaklar,Sırplar,Hırvatlar,Yahudiler ve Romanlar yaşamaktadır. Boşnakça,Sırpça ve Hırvatça resmi dilleri. Musluk suyunu gönül rahatlığıyla içebilirsiniz. Zaten sokak başlarında çokca çeşme var.Bu da Osmanlı dan kalma bir durum.

İnsanları çok cana yakın. Açıkcası Slav ırkında gördüğüm soğukluktan sonra Saraybosna bize ev sıcaklığı verdi. Canım istemezse rotamdan silerim dediğim yere gidince kalışımızı uzattık. İstanbul,Türkiye diyince hemen insanların tavrı değişiyor. TV yi açınca izlemediğim dizileri izlemek zorunda kalmak da ironik oldu. Ama benim beğenmediğim diziler orda prim yapıyor ve Balkanlarda iyi bir görsel reklam olduğu için çoğunun kafasında İstanbul a gelmek var.Turizm Bakanlığı'nın yapamadığını bizim diziler başarmış.

Gece hayatını çok göremedik. Sadece çarşıda bir bara gittik. Ama mekanların çoğu doluydu.Hava biraz daha sıcak olsaydı eminim sokaklar daha canlı olacaktır.
Kaldı ki gece hayatını anlatacak son kişi benimdir. Sabah erken kalıp gün boyu yürüyen bir insanın akşam geç saatlere kadar gece hayatını yaşaması çok olası değil. Zaten tercih de etmiyorum. İstanbul da yaşayıp bunların hepsine doyunca beklenti ve isteklerin değişiyor.

Neyse genel görüşümü özetleyecek olursak; haftasonu için mutlaka gidip gezin.Pişman olmazsınız.
Buna değecektir.

KALINACAK YER

Ben kalınacak yerleri www.booking.com dan bakarım. Merkezi yer olması ve puanın yüksekliğidir kriterim. Sonra yorumları okuyup rezervasyonu yaparım. Şimdiye kadar yanılmadım.
Burda Hostel Cult da kaldık. Size başka bir yer önermem zaten.Çok temiz,sahipleri Türk olduğunuzu öğrendiği anda işin rengi değişiyor ve çok önemli tam Başçarşının içinde.
Mehmet Amca ve ailesi işletiyor. Torunu Ayşe Türkçe öğreniyor.Hedefi İstanbul'da üniversite okumak. Giderseniz benden selam söyleyin.
https://www.facebook.com/Hostel.CULT?fref=ts

Para birimi:
1 euro:1.95 BAM
1 euro :3 TL

Bu hesaba göre adamların parası bizimkinden daha kıymetli. Eyy heybetli Türkiyem camilerini onarmak için yardım ettiğin ülkenin parası senden daha kıymetli.

Dövizi her yerde bozdurabilirsiniz. En ilginci TL yi de kabul ediyorlar.

GEZİLECEK YERLER
 
Başçarşı - Bascarsıja
Saraybosna nın kalbi,ruhu diyebilirim. Arnavut kaldıırmlarında yürürken Osmanlı kokusunu hemen hissedersiniz. 16.yy da şaha kalkan çarşı zamanında binlerce dükkana,zanaatkara ev sahipliği yapmış. Günümüzde bakırcı,kuyumcu ve resim üzerine yine dükkanlar görebilirsiniz. Restaurant ve cafeler sayesinde hiç dışarı çıkmadan keyfinize devam edin derim. Sokaklarında birşeyler keşfetmek için defalarca yürümek ayrı keyif.Onların dilinde de çay olarak telaffus edilen çayı ara sokaklarda içebileceğiniz gibi Türk çayı da bulabileceğiniz çok yer var. Benden sırf bu nedenle de yüksek puan aldı diyebilirim.














Türkçe kitap bile bulmak mümkün

Aşkenazi Sinagogu - Ashkenazi Synagogue
 
 1902 yılında Karl Parzik tarafından inşa edilen bu yapı Avrupa nın en büyük üçüncü , Saray Bosna nın en büyük sinagogu ve aktif sinagogu olma özelliğini taşır. Bu tip dini mekanlara girerken her zaman çekinirim. İnsanlar din ve dini konularda çok katı olabiliyorlar. Burda bizi bir bayan karşıladı ve içeriyi gezdirip kısaca tarihinden bahsedip beni meraklı sorularımı yanıtladı. İkinci Dünya Savaşı ndan sonra yahudilerin sayısında çok azalma olduğu için şehirdeki 7 sinagogun 5 i bir şekilde kapanmış.750 kadar üyeleri var ve sadece yılbaşı gibi büyük ayinde başka bir yeri kullanıyorlar;eski tapınak. Eski tapınak dedikleri yer de müze olarak da kullanılmakta.

 
Aşkenazi Sinagogu - Ashkenazi Synagogue



Aşkenazi Sinagogu - Ashkenazi Synagogue



























Sinagoga giderken karşınıza çıkacak



At Mejdan Park & Music Pavilion






















Yeşil kısımda eski mezarlar var

 



Eski Tapınak - The old Temple

1559 yılında Sefarad yahudilerin İspanya dan gelmesi üzerine Osmanlı imparatorluğu tarafından gelenlere kalacak yer olması için  inşa edilmiş. Zamanında göç edenlere barınak olan bu yer şimdi yahudi müzesi. İkinci Dünya Savaşında yaşananlara tanık etmiş hayatlardan parçalar görebiliyorsunuz. Bu gezimde Aşkenazi ve Sefarad arasında farkı öğrendim. İspanya yahudileri Sefarad olarak sayılıyor,Almanya,Polonya ise Aşkenazidir. Bölgesel farklılıkdan dolayı oluşan bu ayrım savaş öncesinde farklı sinangoglara gitmesine neden olurken, savaş sonrasında azalan nüfuslarından dolayı birleşmişler.
Müze 3 katlı ve gördüğümüz diğerleri gibi hayal kırıklığına uğratmadı.Bir görevli size eşlik edip sorularınızı yanıtlıyor. Oldukça cana yakın ve ilgili. Sinagoglar bu işte benden tam not aldılar. Özellikle savaş zamanında direnen insanların portre fotoğrafları beni çok etkiledi. Onların yaşam şekilllerine baktım bir de bizdeki keyfe. Yanlış zamandan doğmak en büyük şansızlıkları olmuş. Hele de nazilerin kamplarını düşününce...



300 yıl bir Yahudi ailesi tarafından işletilen aktarın minyatür örneği.Tabi ki nazilerin savaşı bu aile geleneğini de yok etmiş.





İkinci Dünya Savaşında ölenlerin isimlerinin yer aldığı kırmızı kitap





Nazi kamplarından fotoğraflar,bakınca hala nazi kafasını anlamakda zorluk çekiyorum


Savaş döneminde mücadele eden halk kahramanları; en çok bu portreler etkiledi beni

 





İsa'nın Kutsal Kalbi Katedral - Cathedral of Jesus Sacred Heart

1889 yılında Neogotik tarzda inşa edilmiş.Tüm katolik kliselerde görmeye alışık olduğumuz o görsel şölen burda da var. Resimler,heykeller ve renkli camlar. En sevdiğim yönü ise içinin sessizliği ve onca yorgunluktan sonra o sakinlikde aldığınız soluk.
İçerde fotoğraf çekmek yasak. Ama arkadaşım gibi ısrarlı olursanız sinirli teyzem tarafından atılırsınız :) Ayrıca diğer yapılara nazaran çok daha sade.











Kutsal Ana Cemaat Klisesi- Congregational Church of The Holy Mother

Kutsal Ana Cemaat Klisesi Saraybosna 'nın en büyük Ortodoks klisesidir. Makedon mimar tarafından yapılmıştır.






Paduali Aziz Antuan Katolik Kilisesi -Franciscan Church Of St.anthony Of Padua

1914 yılınsa Josip Vancas tarafından inşa edilmiş.Kilisenin bitişiğinde 43 metre yüksekliğinde bir kule bulunmakta.












Latin Köprüsü - The Latin Bridge
 
Bir dünya savaşının başlatıldığı köprüyü düşününce insan çok heyecanlanıyor. Ama görünce hepsinin yersiz olduğunu anlarsın. Her hangi bir köprüden çok farklı değil. Zaten ne olmalı ben de bilmiyorum :) Ama karşısındaki müze için söyleyecek çok şey var. Müzeye girerken biletimizi alıp içeri girdik. Dışardan büyük bir bina olduğu için ben üst katları hayal ettim. Kafayı içeri uzatında bir oda karşımıza çıktı tekrar güvenliğe gittim. Müze bu kadar mı diye sordum. Adamlar evet diyince kendimi tutamayıp emin misiniz dedim. Çünkü dünya savaşının başladığı yer için müze açmışsanız içinde iki çakma biblo ve kalitesiz fotoğraftan fazlası olmalı. Müze konusunda diğer tecrübelerimizden anladık ki kesinlikle para kaybı. Beni dinleyin ve o parayla gidip kendinize dondurma alın. Bir tek Eski Tapınağı beğendik. Bir de bu suikastle ilgili tur vardı. Gösterebilecekleri birsey olmadığı için o turu da şahsen tavsiye etmem. Müze dedikleri odacıkda kısa bir film gösterisi var. Orda suikasti izleyebilirsiniz.
Zaten çok fazla tur var. Umut tünelleri için yapılan tura katılmanız daha güzel olur.












 
Arkada görünen binada müze var ama sadece tek oda,bina sizi yanıltmsın


odanın büyüklüğü,haksız mıyım :)





suikastciler


 


































CAMİLER & TÜRBELER

Saraybosna ' da cami,türbe,tekke görmeniz çok normal. Sırf bunlar için memleketimizden giden çok insan var. Devrinde önemle olan kişilerin mezarları genelde caminin bahçesinde. Ama belirtmeden de geçmek istemem. Mezarları bakımlı bulmadım. Hristiyan mezarlıklarındaki özene ve bakıma kıyasla bu mezarlıklar daha çok Allah lık olmuş. Kötü durumda diyemem ama bereketli toprak kula nazaran daha insaflı olup ot ve çiceğini esirgememiş. O yüzden benim nesdimde yetimlikten doğanın kucağında huzur bulmuş. Kışın görmek istmezdim.


imparator caminin arka bahçesi,birçok caminin bahçesinde Osmanlı dan kalma mezar var




İmparator Cami

 
Bu cami Fatih Sultan Mehmet onuruna Saraybosna'nın kurucularından İsa Bey tarafından 1457 yılında inşa edilmiş. Ancak yangından zarar görünce Muhteşem Süleymman 1566 da yeniden inşa ettirmiştir. Arka bahçesinde geniş bir mezarlık var. Tabi Osmanlı dan kalma.  İsa Bey de çok kıymet veriliyor. Adına birçok yapı görebilirsiniz.
 


Yedi Kardeşler Türbesi,adak ve dualar için genelde gelinir


Yedi Kardeşler Türbesi - The Tomb of the Seven Brothers









Resim yazısı ekle


 




































Tarihi şehirlerin olmazsa olmazı;saat kulesi





















































NE YENİR?

Sabah kahvaltı için güzel önerilerim malesef yok. Aradık ama bizim k.valtıya yakın bir yer bulamadığımız için oturup börek yedik. Porsiyonları çok büyük ve kilo hesabına göre veriyorlar.  Kendi kilonuzu da hesaba katarak az isteyin :) Esnaf genellikle Türklere aşina ve çat pat Türkçe konuşuyorlar.
Cevapı dedikleri kebap var. Şöyle tarif edeyim. Pide ekmeğin içine tekirdağ köftesi koyup yanına soğanla servis ediyorlar.Porsiyonlarını kendiniz ayarlayabilirsiniz. Yöresel yada ev yemeği isterseniz zorlanmazsınız. Dolmadan mantıya kadar sizi mutlu edecek seçenekler var. Yani Saraybosna da aç kalmazsınız. Biraz fiyatlarından bahsedelim. Çok pahalı değil. Cevap 6-7 KM yani 9-10 TL. Para birimimizin daha değersiz olması malesef uygun hesapları da biraz yükseltiyor.
 
Size tavsiyem çarşı içinde yemeniz. Dışına çıktığınızda karşınıza bildik bir şehir görüntüsü çıkıyor zaten.
Siparişi verince hemen fiş kesilip masanıza konuluyor.Bu durumda kazıklanma durumu kesinlikle olmuyor. Bahşiş hesaba dahil değil.Onu %10 dan ve memnuniyetinizden hesaplarsınız artık.


Çarşı içinde dışardaki masalara oturup hem seyir hem yemek keyfi
hepsinin kapısında fiyat listesi var
 


Galatasaray Restaurant en iyi kebap yerinlerden biri,şayet Fenerli değilseniz tavsiye ederim :)

 
 


ALIŞ VERİŞ

Biz satın alabilecek çok şey göremedik ama bakır,eşarp alınabilir.Taşımaya değmez derseniz magnet hatıra olarak iş görür ki ben genelde öyle yapıyorum.
Marketlerde içki ve gıda alışverişini yapabilirsiniz. Ama poşet istemyin vermezler. Ya çantanıza atacaksınız yada poşet satın almanız gerekir :)






Birçok zanaat yokolsa da kuyumculuk henüz ölmemiş



bakırdan kapı tokmakları,cezveler...
Bizde görmeye alışık olduğum diğer dükkanlar



son gün pansiyon karşısında keşfettiğim dükkan,bizim 1 milyoncu dükkanlardan :)


SAVAŞTAN İZLER

 
Şehri dikkatlice izlediğinizde savaştan kalmış bir çok izi görebilirsiniz. Önünden geçtiğimiz bir okulun önündeki tabelalara gözümüz takıldı. İsimleri görünce ilk aklımıza gelen belki okulun mezun olmuş ünlü ve başarılı isimleri dedik. Ancak ölüm tarihlerini görünce içimiz acıdı.  Eminim aynı acıyı bu isimlerin aileleri okulun her önünden geçişinde yaşıyordur.

Yüzyılın son yüz karası savşlarından biri olan Saraybosna kuşatması 10 bin üzerinde insanı canından etti. 100 binin üzerinde insan evinden oldu. Savaşda hayatlarını sürdürebilmek için kazdıkları umut tünelleri var. Havalimanına yakın bir yer.




Savaşda ölen çocukların isimleri okulun duvarlarına yazılmış



şehrin birçok noktasında savaşta katledilen insanlar için yapılmış mezarlar var.Hepsi de aynı şekilde ve eski müslüman mezarlara nispeten bakımlı ve temiz.



Şehrin panaromik manzarasından mezar görüntüsü



Katledilen çocuklar için yapılmış bir yapıt




Savaşta ölen tüm çocukları isimleri bu anıtlara yazılmış.Silindirleri çevirdikçe tüm isimleri görebilirsiniz.



Yine savaş anısı olarak,hiç sönmeyen bir at













ŞEHİRDEN GÖRÜNTÜLER

Şehrin paranomik görüntüsü için tepeye çıkabilirsiniz. Eskiden kalma bir kale için çıktık ama manzarayı görünce yorgunluğumuza deydi dedik. Görüleceklerin içinde olan kale malesef çok kötü durumdaydı. Hatta gençlerin içki içmek için mekanları diyebilirim.




















 

 


Caddede dans eden yetenekli gencler


 

 




.











Haziran ayında Balkanlarda yaptığım tatilde yeşile,doğa güzelliğine doyarken insanın yüreğinde hep memleketi atıyor. Dağdan,ormandan  oluşan Karadağ da bile Tivat şehrinde sahilde yeşillendirmeyi görünce içim sızladı. Değil mi ki bir parkı korumak için onca insan öldürüldü. İnsanlar yeşil için canından olmuşken bizim hayatımız bundan sonra aynı çizgide olmaz. Hayatımız Gezi öncesi ve Gezi sonrası olarak tamamiyle kimyası değişmişken aklımızdan ve yüreğimizden şehitleri çıkarmamız mümkün değil. Ali İsmail'in temiz yüzünü, Berkin'in çocukluğunu, Abdullah'ın duvarın dibindeki o gülüşünü, Ethem'in nasırlı ellerini, ODTÜ lü Atakan'ı, Mehmet 'le Ayvalıtaş ailesinin dramını... Bundan sonra attığımız adımda aldığımız soluktadır bu çocuklar.

"elbet bir bildiği var bu çocukların
kolay değil öyle genç ölmek"
 
Hazirandan ölmek zor...
 
 
 



Bu yazı Taksim Gezi olaylarında hayatını kaybeden gezi şehitlerine ve yaralanan gazilere adanmıştır


 
 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BALI

Cennetten güzel bir parça ; Bali ❤🌺🌸🏵 Bali ye ilk geldiğim anda izlenim harikaydı. Korona için titiz kontrol, tertemi...