BALI

Cennetten güzel bir parça ; Bali ❤🌺🌸🏵

Bali ye ilk geldiğim anda izlenim harikaydı. Korona için titiz kontrol, tertemiz wc ler ki içinde rengârenk renkli çiçekler var. Resmen yüzünüze gülüyor her yer. Başlangıçta tropikal ülkeye geldim havasını mutlaka hissedersin. Dışarıya çıkınca sıcak bir hava ve tabi ki taksiler.

Havalimanına yakın olsun diye kaldığım Seminyak i sevmedim. Deniz de dalgalı olunca çok keyifli olmadi. Sonra Ubud a geçtim. Daha turistik daha kapitalist ve sirince bir yer. Bütün ada tam bir tropikal havada. Sadece bir kismi turistik guzellikte demek haksizlik olur. Asya nin bu anlamda incisi denilebilir.  Ama işte bunun da bir kusuru var; Bali nin insanları. Sizi sokakta yurumemeniz otelde kalıp arkadaşlarınızla sosyallesmeniz için tüm tacizleri yapıyorlar.  Pazarlama için israri gördüm ama burda suyunu çıkartıyorlar. 1 dk içinde aynı sürücü bana üç sefer sordu😠. Ya taksi ya masaj ya başka bir şey. Sonunda gezilecek saatleri anladım. Sabah erken saatlerde dükkanlar açılmadan önce yada açılırken bunların afyonları patlamıyor. O sıra üç beşine hayır diyip gezinebilir. Bir de ben Bali de hiçbir şeyin gerçek fiyatını öğrenemedim. Çünkü fiyat etiketi yok. Tuttuğunu öpüyorlar. Ben de marketlerden alışveriş yaptım ama sonradan anladım ki onlar da öpüyormuş. 2 rupe luk dondurma merkezi yerde 15 rupe a satılıyor. Merkezden uzaklaşıp halka karışınca daha insaflı fiyatlarda alışveriş yapmak mümkün. Ben gezdiğim tüm dönemde asya nin istanbul la yarışacak kadar pahalı olduğunu söyledim. Meğerse turist kazıklama merkezinden uzaklaşıp daha sahi bölgelere gidince ucuzluğu görebiliyorsun. 

Şuraya git buraya git diye birşey yazmayı düşünmüyorum keza birçok blog yazarı hakkını vererek listeler yapmış ki ben de onlardan faydalandım.   

Ubud da turistik yerler için bir tur rehberi ile anlaştım.kalinan otellerde de turlar için fiyatlar  var. Bunda da önce kontrol edip sonra almak lazim.

Tüyolar 

*Fazla kıyafet almayın, özellikle benim gibi sırt çantası ile gezenler için.

*Parmak arası terliginize yapışacaksınız. Başka ayakkabıya gerek yok. 

*Benim gibi sırt çantası ile gezecekler için Kuta da Celebbest Kuta Hostel i tavsiye ederim. Hayatımda böyle eğlenceli bir mekan görmedim. Turları da bu sehirden alıp yine burda kalabilirsiniz. Gelip otelden alıp sonra geri bırakıyorlar. Böylelikle denizden uzaklaşmanız olursunuz. 

Son gün beni uğurlayan arkadaslarim

*Yemekler için lokal ve temiz görünümlü yeri tercih edin. Hem lezzetli hem uygun olur. 

Best part of Kuta is David who is from nowhere 

*Ulaşım için gocek tarzı program kullanıp fiyatı öğrenin kazıklanmazsınız. 

*Gidilen mevsime göre değişir ama yağmur bastırınca iyi yağıyor. Çanta için poşet falan düşünün. 

*Hava çok sıcak olduğu için abur cubur yiyemezseniz kendinizi benim gibi tropikal meyvelere verin. Merkezden almayın pahalı azcik. 100 gr 18.000 rupe den satılırken ben kilosunu 15.000 rupe  dan aldım. Dediğim gibi saçma sapan bir kazıklama yöntemleri var. 

* Sabah saatlerinde yol kenarlarında insanlar tezgah açıp yemek meyve satar. Seçip alınabilir.  Marketin yarı fiyatına geliyor. Hem halka katkın olur alışverişle. Mahalle pazarina girip kacrim cunku kokmus et kokusu cok fena 😝

* Özel günleri takip et. Ay takvimi kullandıkları için her sene değişir. Silent day diye bir günleri var. Her yer kapalı Bali den uçuş bile yok.

* Tek gezenler için tavsiyem booking.com tarzı sitelerden puanı yüksek eğlenceli yerleri tercih etsinler. Şehirde yapacak birşey olmayınca ordan tanisilan insanlar çok daha keyif verir.

* instagramda gördüğümüz o salıncaklı kalpli sirin yerlerin hepsi ücretli. Nerdeyse soludugun havayi satacaklar. Para verip gezdiğin pirin tarlasında karşı tarafı gezerken bağış istiyorlar. Köylü seninle fotoğraf çekilip para ister. Ne desem bilemedim üstüne 🤷‍♀️

Gizlice çektiğim tarla çalışanı.  Bilse hemen para ister.

Genel olarak konuyu toparlamak gerekirse 10 - 14 gün Bali için yeterli. Gezilecek yerlerin listesi çıkarılıp Ubud bölgesinde gezip sonra sörf ve yüzme için  sahil kesimlerine gidin. Ada bir cennet ve yolda giderken bile çok beğeneceksiniz. Ama Bali li insanlar çok şerefsiz. Hem satışta ısrarlı hem de kendi dillerinde arkandan konuşup dalga geçiyorlar. Bu sadece benim izlenimim degil. Birçok gezgin arkadaş bu durumdan çok rahatsız.  Hatta Hollandalı bir arkadaş odasından çıkmıyordu. Kıza gına gelmişti bunlardan. Gidecekler bunları bilerek giderse iyi olur. Amerika yi tekrar keşfetmeye gerek yok 😉

Celebbest Kuta Hostel 😍

Çok fazla tapınak var. Hepsini aynı günde gezmeyin bence.

Monkey Forest-maymunlari sevmediğimi keşfettim 🤣

Her musluk bir anlam içeriyor. Şifa ve pozitif enerji için uzun sıralarda beklemeye değer. 

Şelale, gidilmez ise olmazlardan. Çok seçenek var.

KADIN BAŞINA DÜNYA MI GEZILIRMİŞ

Travel.because money return but time does not.

Yüzde ikisinin gezdiği ülkede hem yolculuk yapmak hem de bunu tek yapıyor olmak çok şaşırtıcı gelir insanlara. Giderken size söylenen tembih ve tavsiye de insan profilini ortaya çıkartıyor. Kimisi aman hırsızdan virüsten uzak dur der aklında en kötüsünü getirip onu kendine çeker kimi de keyfimi çıkarmamı söyler. Insanlarin dar vizyonlarini da görüyorum. Uzun süredir dünyada yapılan sırt çantası ile ucuz yolculuk yapmak tecavüze açık kapı gibi algılanıyor. 

Brn tüm bu dar vizyon ve kötü bakış açısını arkamda bırakıp , iyiyi cebime koymayı tercih  ediyorum. çünkü gittiğim yerde bakış açım bu olduğu için mutsuz olma ihtimalimi asgariye indiriyorum.

Korkuların aksine yanlız gezmenin çok cazip yanları var. Olumlu baktığım için  bunları yazmayı tercih ediyorum. Yola çıkarken çok detaylı plan yapılmadıysa kabataslak bir plan varsa ki benim tercihim bu oluyor, kendi kendine başlangıç noktama göre bir sonra planı özgürce çıkartabiliyorum. Fikrini değiştirdiğinde yanında gocunacak kimse olmaz. Gezip görmek istediğim yerlerde istediğim sürede kalmak bazen bir tapınağın bahçesinde uyumak da benim sevdiğim en özgür yanım. Kaldığım hosteslerde tanıştığım yeni insanlarla akşam vakit geçirebilirim. Yalnız seyahat etmek insana daha fazla sosyalleşme imkanı sunar. Kaldığınız yerdeki yerli insana soracak çok sorum olduğu gibi diğer turistlerle de  konuşacak çok keyifli konular bulabiliyorum. Bu sayede ordaki yerli hayati kesfetme sansim bir nebze de olsa olabiliyor.Paylasimlardan öğrenecek çok şey olacağı gibi verilen tavsiyelerle yolculuk şekillenir ve size çok fazla şey katar.

Bunları yazarken 1. Sınıf olduğu iddia edilen kötü bir otobüste yolculuk ederken (Chaing Mai- Bangkok) yanimdaki eş cinsel tarım işiyle uğraşan bir italyan ile konuşuyorum. Burda bir tarlada gönüllü çalışarak hem buranın tarımını öğreniyor hem de parası olmadığı için 2 ayı bu şekilde geçirebiliyor. Aslında gezmek için para en büyük bahane. Konfor alanından çıktığımız anda dünyanın kapılarını tıklayabiliyoruz. Elie den şu kısacık sohbetten çok şey öğreniyorum.bakarsin Gönüllü isci (volunteer) olarak onun tarlasında çalışırım ilk.

Yanımda bir kanka olsaydı bu kadar yabancı insanla tanışma şansım olamazdı. Bunu fark ettikçe hem daha mutlu oluyorum hem de sonraki uğrak yerlerim için heyecanlanıyorum. Bu insanlarla tanışınca o ülkeyi ve kültürünü de tanıma fırsatın olur. Yanı ne kadar sosyal ve konuşkan olursan yaptığın yolculuk o kadar eğlenceli ve zengin olur.

Bu yazıyı okuyup çantasını alıp düşlediği ama korktuğu için adım atamayan bir kadın bile yola çıksa benim için kârdır. Ordan bir foto gönderir umarım:) kimseyi dinlemeyin kendi düşünüze bakın. Yola çıkan bilir.

Bir yıldır dünyayı gezen yakışıklı fransız arkadaşım 

Cinli olması a rağmen çok iyi konuşan Lu

Biraz çalışıp sonra kazandığı para ile hemen dünyayı gezmeye başlayan çılgın Letonya li Airi

Ukrayna li arkadaşım Nazariy

Yemek yapmayi öğrenirken 

I

Bangkok TAYLAND

Bangkok a varınca;

 Havalimanına vardığımda küçük ve sade imajı verse  de kesinlikle küçük değildi. Insanlar istanbul daki gibi koşmuyor. Kimseye birşey sormadan gitmen gereken yere gitsen de karsina cikan gorevliler mutlaka yardımcı oluyor. Uçakta doldurduğum formu pasaportumla verip parmak izini vermem yetti. 2 3 kat aşağıya inerek metro ile şehre geçtim ki bu en ekonomik yol.(trail)

Metroda insanları inceledim. Uzakdoğu kadınlarının giyim zevki bize pek hitap etmiyor. Ben sıcaktan kan ter içinde kalmışken yazlık ayakkabısı altına giydiği yün çorap beni daha da terletti. Sandalet altına çorap giymeyi garipsedim haliyle. Sessiz sakin bir topluluk zaten ses çıkartamazlar hepsinin elinde telefon var. Oyun mu oynuyorlar sosyal medyalar mi o kısmi pek çözemedim. (Sonrada ogrendim sosyal medyaymış 😉 )

Otele varınca dinlendim haliyle akşam biraz sokakları arşınlayıp sonrasında Lumpini Park a gittim. Birden çok göleti olan ağaçlık çok güzel büyük bir park. Onlarca insanı koşar görünce hayiflandim. Spor merkezi gibiydi adete. Tenis kortu, koşanlar, topluca step yapanlar renk katmış parka. Göletlerde koca koca kedi balıkları ve kaplumbağaları beslemek adetten gibi. Orda satılan ekmek ve benzeri şeyleri veriyor çoluk çocuk yetişkin.

Su da asıl  ilginç olan timsah sandığın büyük kertenkele. Yola çıkıp insan içinde de gezdiği oluyormuş. Allah'tan bana den gelmedi. Çirkin binaların arasında cennet bir mekan. Dönüş yolunda karanlık çökünce hayat daha da renkleniyor dışarda satılan yiyecek ve acılan akşam pazarlarıyla. Hava bunaltıcı sıcak ve kızartma kokuları bana ağır geldiği için akşam yemeğini tropikal meyvelerde kullandım. Bazılarına kafamı uzatıp baksam da ne yalan söyleyeyim cesaret edemedim. Dur bakalim daha ilk  gun şampiyon ağır ol :)

2.gün bangkok wat pho

Sabah yumurtalı beklenenin üstünde güzel bir kahvaltı yapıp yeni insanlarla tanıştım.  Aynı destinasyona buluşmak üzere ayrıldım. Bir-kac tane tapınak gezme planı yola çıktıktan sonra değişti. Insanların 30 dk.gecirirsin dediği yerde 2 3 saat kalınca diğer kısımları es geçip kapısından geri döndüm.  Yatan Buda heykelinin olduğu tapınak dev adam büyüklükte.yuzlerce heykel var. Içerisi de serin olunca bazı kısımlarda içere budha ile oturmak fikri iyi geldi. Burdaki hayat sakın ve huzurlu akiyor.  Şimdi farkına vardım acele koşturan yada bağıran kimseyi anımsamıyorum. Herkse verilen görevi yapıyor.  Güler yüzlü olduklarını duysam da sanırım ikna olmam için illa yaşamam gerekli. Ilk gün biraz mesafeli dursam da ikinci gün sempatik bulmaya başladım. Metroda mal mal haritana bakarken yada ekranda durak takibi yaparken mutlaka seslenip yardım eden cıktı. Ingilizcesi olmayanlar panikliyor ama olsun kafa göz yararak iletişim kurulabilir. Sokaktaki yemeklerin kokusu ağır gelip kirli bir izlenim verse de bence sokakları temiz. Yere çöp atmıyorlar. Aslında olması gereken bir davranış i yadırgıyorum burda. Çocukların başını sevme diye bir arkadaş uyarmıştı. Bugün öğrendim ki onu çocuklarını yabancılardan korunak için yapıyorlarmış.geleneksel abuk bir  durum yok. 

Çok Budha heykeli görünce başka tapınağa gitmek istemedim. Baskalarinin top 10 i beni baglamaz 😇Ferry ile karşıya geçip sokaklarda gezindim. Karnım çok açıkinca direncimi kırıp dışarda yemeye karar verdim ama oturamadım. Hepsi pis ve kalabalık kokuyor gibi geldi. Içi temiz ve sade bir mekan bulunca girdim. Meğer müslüman lokantasına girmişim .pat tai yemeği ve hindistan cevizli dondurma yanında pirinç ile karnımı doyurdum. Nehir kenarında bira içen turistler vardı. Çok salaş pis bir mekan ama fiyatlari hic de ucuz degil. 60 baht yani 12 tl bira. Kesinlikle eminim Bangkok bize göre pahalı. Bakalim diğer şehirler nasıl?

Yatan Buda , en meşhuru ve benim içinde saatler geçirdigim güzel bahçeli tapınak

NOT: tapınaklara açık kıyafetle girilmez. Yanınıza benim gibi önce birşey alın. 

Olmazsa pis kıyafetleri kapıda kiralarsınız. En önemli tapınakta ve kralın sarayında kurallar daha sıkı. Pantolon ve bacakları kapatan uzun etek şart.

Aman ha kral hakkında saygısızlık yapmayın. Kendilerinin kırmızı çizgisi olur. Kralın resmine bıyık çizen mal turiste 10 yıl ceza verilmiş diye duydum. Memlekette muhalefet mi haşaaa!

Bangkok ta yeme içme

Şehirde kahvaltı üç aşağı beş yukari bu şekilde. Birçok yer sabahları erişte makarna veya pirinc verir. Karpuz ve ananas olmazsa olmazlarmış 😉

Pirinç çok seviliyor. Dondurma ile de fena gitmiyor hani. Cocunat dondurmasindan başka dondurma cesiti görmedim. 

Buda tapınaklarını hindu tapınakları ile karşılaştırınca buranın daha huzur verdiğini söyleyebilirim. Göz göz odalarda buda heykelleri ile uzun süre oturmuslugum var.
Reenkarnasyon kısmını sorgulamadım desem yalan olur.

Kuzeyde bölgeler için ilgili yazılar;

Chaing mai için

https://pinarsevinc.blogspot.com/2020/03/chaing-mai-tayland.html?spref=fb&m=1

Chaing Rai için

https://pinarsevinc.blogspot.com/2020/03/chaing-rao-ye-gunu-birlik-gezi.html?m=1

CHAING MAI -TAYLAND

Chaing Mai - TAYLAND

Chaing Mai yi hayallerinden daha farklı buldum. Memleketin eski başkenti olduğu için beklenti yüksekti.  Daha orman içinde , egzotik bir köy kasaba olabilirdi. Umulanin aksine bana közbe geldi. Burda çok güzel ev bina görmek pek mümkün değil sanırım. Sadece tapınaklar güzel ve de tarihî. Old city de bile olduğunuzu anlatacak eski korunmuş bina yok. Kale kenarları ancak o fikri çağrıştırır.

Tapinagin bahcesinde oturup serinlerken

Bu şehirde ne yapılır edilir derken nehir kiyisini keşfettim.

Nehir kenarında oteller ve restaurantlar var. Güneşin tepede olduğu saatler vakit geçirmek için çok keyifli. Akşamları canlı müzikli mekan bulmak kolay. Kenarda tapınak bulup bahçesinde biraz uyuyup sonra meditasyon yapmak güne devam etmemi sağlayan nehir kenari tapinaklari da tavsiye edebilirim.Insanlar aldıkları hediye paketlerini rahiplere sunup dua ettiriyorlar ve bileklerine beyaz iplikten bileklik takılıyor. Bebekleri de bu şekilde kutsatiyorlar. Vaftiz toreninin farkli versiyonu gibi.

Akşam gece pazarına gittim. Cok meshurdur ve geceleri tezgahlarla dolu kaldirimlar.Yemek yemek burda çok daha keyifli. Hem daha temiz ortam hem de canlı müzik var. Insan ne ister? Pirinç yemekten bunalanlar için istanbul yazısına gitmek akıllıca olur. Malum Türk ışletmeci arkadaş sayesinde kebap döner lahmacun yeme fırsatı olur. Mardin li abimiz 14 aydır burda ve korona virüsü hepsinin işini kötü etkilemiş. (MART 2020)

Her akşam yemek için gidilecek en güzel mekan Night Bazaar.


Doi Suhlep  TEMPLE 

Onca merdivenin çıkışında bir şükür duası edilir. Şaka bir yana gitmeye değer 

Tayland da ne yenir ?

Öyle bizde abartıldığı gibi abuk sabuk yemeleri yok. Oturup böcek yemiyorlar. Görselleri paylaşıyorum gayet lezzetli bize de uyacak tadı  var. Benim favorim Pad Tai oldu. Içinden cikilamaz mekanda bunu söyleyip yırtıyorum 😂

Çubuk göstermelik degil gerçekten kullandım 😂 sonra kasığa devam.

Pad Tai with seafood  benim favorim 😍😋

Tavuklu pilav işte 

Hadi konuyu toparlayalım biraz. Ben burda 4 gün kalıp bir gün de Chiang Rai de kalmak yerine günlük tur aldım. Tur seçenekleri geniş. Filleri besleyip yikattiginiz tur da var ama hayvan haklarına olan hassasiyetimden dolayı bunun bir parçası olmadım. Hayvanların iyi beslenmediği bilgisi benim için yeterli. Aldığımız turlara boynu bilezikli kadınları da ekliyorlar. Artık öyle bir yaşam tarzı yok ve turistik olduğu için giden de keyif alamıyor. Tura gitmeden yorumları okumanın faydaları 😎 

 Tapınaklarını çok.sevdim ve görmeye değer. Şelaleri ve ormanı ile de doğası keyifli olur. Deniz kumdan bulanlara alternatif tercih.

Şehir içinde tur almayın. Tuk tük yada kırmızı arabalarla oraya nasıl gideceğinizi öğrenip kendi programınızı yapın derim. Tapınaklara yakın yerlerde yemek fiyatlari şehirle nerdeyse aynı. Su da hayrına bedava.

CHAING RAI'YE GÜNÜ BIRLIK GEZI

WHITE TEMPLE , BLUE TEMPLE & BLACK HOUSE

Chiang Mai de kalıp burdan o şehre geçmek yerine günü birlik tur almak bana daha mantıklı geldi. Ama  turlara iyi bakmak lazım. Indirimli aldım dediğim turu pahalı almış bulundum.

Neyse sabah otelden gelip sizi alıyorlar ve uzun bir y

olculuk başlıyor.  Beyaz ve Mavi tapınaklar yeni tamamladıkları için populerligi her geçen gün artıyor.

 Diğerlerinden kendini ciddi bir farklılıklarla ayırıyor. Beyaz tapınak daha ilgi çekici. Işın içinde felsefesi de var. Tapinaga girerken sırat köprüsü var. Altında da cehennemi sembolü insanlar. Sonrasında cenneti temsil eden beyaz eve ( yani cenette ) giriyorsun.  Dönüş yolunda aynı köprüyü kullanırsan cehennem yolunu tercih ettiğin .demektir 😈 Aslında Buda nin yasaklarına riayet et ama hiçbirimiz mükemmel degiliz. illaki bir cehennemin tadına bakıp öyle cennete geçileceği anlatılmakta. Yanında duran sarı altın görünümlü bina ise insanın ac gozlulugunu temsil etmek için yapılmış. Tapınak degil tuvalet hepsi 😎 Hatta çoğu insan önce oraya uğrayıp fotoğraf çaktırıyormuş 😂 Bence lavaboda o kadar görsel yoktu.

 Aslında çok manidar bir bakış açısı.

Beyaz tapınağa girmeden önce cehennemi sembol eden kısım 

Her bir parçası şahane bir sanat işi. Harika bir işçilik ve emek var.

Hemen hemen her ülkede olan dilek çeşmesi. Dilek yerine gelirse geri dönülmesi gerekirmiş . Bir yerden tanıdık geldi 😉

Çok afilli göründüğüne bakma, bu aslında wc. Dünyanın maddi kısmına güzel gönderme 😎

 Dünyevi maddi şeylerin içine ederim demiş burda sanatçımız. Kendisi bu yeri 40 milyon baht i cebinden ödeyerek 7 senede tamamlamış. Bence kahraman sayılır. Hem turistlerin sayısını önemli bir ölçüde arttırır hem de okuyan çocuklar burda sadece tarlada çalışır.burda iş olanağı ciksin onlara ki bu şehri terk etmeisnler demiş. Ne güzel düşünmüş.  Taylandlılar krallarına çok saygı gösterirler. Bu tapinagida bir önceki kralına anısına hediye olarak yapmış. 

BLUE TEMPLE yine bir sanat işi ve daha dar alanda. 40 dk.da gezilebilir. Gidin sag tarafında mavi renkli dondurma yemek en keyifli kismi. Mavi renk boya degil çiçekten geliyor. Mavi olan pirinç dondurma da kokonat.

Içerde fotoğraf çektirmek serbest.

BLACK house. Gitmeden önce araştırdığım sanatçıyla ilgili çok övgü vardı. Hayvan bedenlerini yaraticiligyla sanat eserine dönüştürdüğü söylenir. Ben bir iki hatvan sandim ama yuzlercesini katleden bir katıl olacağı hiç aklıma gelmezdi. 32 siyah evin içinde ayı postları timsah ve başka hayvanların iskeletlerini görmek beni çok rahatsız etti. Kendi oturduğu evi en sevdiği renge boyayıp müze haline getirmesini anlarım da onca ölümü sanata dönüştürmesini kabul edemiyorum. Keşke sadece resim yapmakla kalsaymış. Bu arada eli uzun ziyaretçilerden dolayı sadece büyük ev girişe izin veriliyor. Turla süre kisitli .harika bir bahsesi var.yiyecek alıp saatlerce insan takilabilir

BERLIN in BERLIN

Berlin'de otele yerleştikten sonra ilk işim şehir turu için sokağa çıkıp karnımı doyurmaktı. Bilmeden Türk mekanına gittim. Plaza hayatının binbir çilesini çeken çilekeş bir beyaz yaka olarak ilk yaptığım hemen soğuk bira söylemek oldu. Yorgunluğa çok iyi geldi :)

Yan masada düzgün Türkçesi ile bir bayan dikkatimi çekti. Havadan sudan konuşurken önce masalar birleşti sonra da gönüller. Canan Abla benim Alaman annem oldu ve tatil boyunca bana hem annelik hem de rehberlik yaptı. Bu yolculuğun bu kadar güzel bir hikayeye dönmesine neden olan Canan abladır. Birkaç günde o kadar güzel vakit geçirdik ki ne o beni yabancı olarak gördü ne de ben onu. O kadar garip ki (özellikle onun için) beni otelden çıkartıp evinde kalmamı istedi. 

Sonrası hep birlikte gezdik,birlikte yedik içtik. Evinde içtiğim çayın ve de kahvenin tadı hala damağımda. Gittiğim yere bir daha gitmem ama Berlin 'e Canan Abla yı görmek için giderim. Hayatımda onun gibi yaşam dolu,enerjisi yüksek bir kadın görmedim.

Vardıktan sonra içtiğim ilk soğuk bira,değeri paha biçilmez :)

Canan Dikkatli ile karşılaştığımız mekan Capanna ve orda çalışan Türk bayan

YEME İÇME 

Almanya 'da ne yedin dersen Türk yemekleri demek bana garip geliyor ama gerçek bu. İçecek tabi ki bira. Her fırsatta içtim yetmedi valize koyup getirdim. Sudan ucuz derler ya ,lafın gelişi değil gerçekten su, biradan daha pahalı. Benim gibi kavurucu sıcaklığa denk gelirseniz elinizden birayı düşürmezsiniz artık :)

Türk mahallesinde demleme çay içmek yorgunluğa iyi gelir. Bu mekanda kuruyemiş satılıyor ve kafe. Arka tarafta oturan çift çekirdek çitleyerek cilveleşiyor :) Alaman Türkleri bir garip.

Türk mahallesinde iftar öncesi boş bulduğumuz masada oturup yemek yedik. Lezzetli ama neden Türk yemeği yedin diye sormayın :) Misafirdim umduğumu değil bulduğumu yedim. Durumdan da şikayetçi değilim :)

Avrupa nın güneşli günü kesinlikle İstanbul daki gibi değil. Çok bunaltıcı ve yakıcı geliyor. İlk fırsatta dondurma yemek can simidi gibi geldi. Oldukca da lezzetliydi,tavsiye ederim.

ULAŞIM

Canan Abla ile en sevdiğimiz yolculuk iki katlı otobüslerin üst katında en önde oturmaktı. Rehberliği bu şekilde daha iyi yapıyordu. Gidiş ve dönüş yolculukları hep panaromik gezi tadında geçti.

UYARI :

metro ulaşımı olmazsa olmazımızdı ancak bazı istasyonlarda çanta ve ceplerinize dikkat edin. Bulgar çetelerin sizi nasıl soyduğunu anlayamazsınız bile. 5 -6 kişilik çete sizi kolluyor ve farkına varıp tartışmaya dalsanız da benim gibi çok uzatmayın çünkü hem silahlılar hem de ortalıkta pek polis ,güvenlik görevlisi olmuyor. Bizim başımıza iki sefer geldi ve şansa farkedip kurtulduk. Siz bu kadar şanslı olmayabilirsiniz :(

O yüzden çantanızda kıymetli birsey olmasın.

BERLİN'DE NERDE KALINIR?

Booking.com seçtiğim hostel çok da iyi değildi. Yanlış oda verdiklerini sonradan ayıldım ama herşey de hayır varmış. Onu bahane edip ücretsiz iptal edip Canan Butik Otele yerleştim :)

Krüfürstendamm güzel bir bölge. Ama bu oteli tavsiye etmem.

Hostel City Bed 2

Kürfürstendamm

B

Erken kalkınca böyle dışarda kahvaltı yapmak keyifli. İnternet de olduğu için günü programı yapılabilir.

BERLİN DE GEZİ

 Şehir turunda atlı arabalar otobüsten daha keyifli olabilir. Hem atlar bizim Büyükada daki gibi bakımsız ve kötü durumda değil.

 Müze bölgesine birgün ayırın. Çok yorulunca çimlere yayılırsınız :)

ŞEHİRDEN GÖRÜNTÜLER

Pazarda gezinti yaparken bir anda bu abla karşımıza çıktı. Nedense ben utanıp hemen kafamı çevirdim ve pazarın bir andan renklendiği gördük. Garip bir andı ve yüz ifadelerini görmek komikti. Benim halim onları daha çok eğlendirmiştir :)

Bu görünen garip şey aslında bir saat. Anlaması bile çok zorken bunu yapana helal olsun valla.

Müze bölgesinde gezerken kenardaki cafe lerde oturabileceğiniz gibi kanal turu da yapabilirsiniz.

Meydanda ölen sevdikleri için yoga yapan bir grup gördük. Oldukça duygusal bir ortamdı.

Berlin i aslında tarihi olayları ile duyar biliriz. En merak edileni de Batı-Doğu yu ayıran utanç duvarı. Yıkıldıktan sonra sevineni olmuş üzüleni. Çünkü iki farklı dünya bir araya gelince dengeleri bozuldu. Komunist Doğu ile kapitalis Batı bir araya gelince iş bulma,sosyal haklar,maaş dengeleri gibi çok büyük sıkıntılar da yaşandı. Komunist düzende alıştıkları sosyal devlet politikaları ,Batı da yüksek maaş olsa da yeri doldurulamaz bir yer etti. Doğu bundan alıştıkları bu rahatlıktan mahrum olurken, Batı ucuz işçi gücünün gelmesinden haz etmedi. Neyse şimdi sıkıntı yok tabi. Adamlar sanayide dünya devi olarak ferah ve huzurla yaşayabiliyor. Tabi en büyük dertleri bizi kıskanmak, başka da dertleri yok :))))

alışveriş merkezinde gödüğüm Berlin duvarı

Son kısmı yazsam mı emin değildim ama ufaktan değinmekte fayda var. Daha önce Almanya yı gezi listeme almamamın nedeni çok fazla Türk olması ve anlatılan görgüsüz Türk hayatıydı. Sonunda merakıma dayanamayarak Berlin e bilet aldım. Çok Türk var mı diye sorarsanız şunu söyleyebilirim; yolda adres sorduğum adam bile Türk tü :) İlk defa uluslararası havalimanında Türkçe anons duydum;yapılmaması gereken yasaklarla ilgili. Bu çok utanç verici. Gittiği ülkeye adapte olamadığı gibi kendi kültürüne de gelişeme kapatıp arafta kalmış bir ırk çıkmış ortaya. Kesinlikle bize benzemiyor. Bu son yorum ağır olacak özür dilerim ama ilk defa gittiğim yerde Türk üm demekten çekindim ve çok utandım. Almanların Türklere bakış açısı bizim şimdi Suriye lilere bakış açımıza benziyor. Oraya gittikten sonra Almanlara hak verdim :(

Teşekkürler;

Sıradan bir geziye anlam katan Canan Dikkatli'ye teşekkür ederim.

Kapının her daim açık olduğunu bilmek çok güzel:)