10 Kasım 2016 Perşembe

Amsterdam’da Bir Aşk Hikayesi


Arzu & Mauro' nun Düğünü Anısına


‘Tahir oImak da ayıp değiI zühre oImak da, hattâ sevda yüzünden öImek de ayıp değil’ demiş değerli üstad. Kapısına aşkın geldiği kul şanslıdır ki dünya başka güzellikte görünür. Öyle ki kimisi mest olmuş keyfinden kimisi deli divane derdinden.

Bu da bir aşk hikayesi ; deli divane eden değil, ayakları yerden kesen, insanı mutlu eden, ikinci bahar yaşatan türünden.

Bu bahsi geçecek olan aşk hikayesini ilk ne zaman,nerede  duydum? Sanırım yine Taksim de Aret’in Yerinde kadın kadına muhabbet ederken itiraf gelmişti. Sonra nasıl mutluluk sarhoşluğu olduysa , aşka itibar eden masadaki tüm kadınlar Amsterdam da yapılacak düğüne katılma sözü verdi. İşte bizim hikayemizde o akşam o masada başladı. 

Arzu’yla Mauro’nun hikayesi seneler önce yedi tepeli İstanbul da başladı. Adam İstanbul’u ziyaret eder ve Türk arkadaşları onu gezdirmek için kızımız Arzu’ dan ricada bulunur. Mauro, Arzu ‘yu görür görmez etkilenir ama İstanbul mu daha çok etkiledi yoksa güzel sarışın kadın mı bilinmez.

İki aşık  İstanbul –Amsterdam arasında mekik dokunduğu gibi diğer Avrupa ülkelerinde de buluştu. Her seferinde vize başvurusunda bulunan hanım kızımız sıkılır evrak işlerinden ve konsolosluğa mektup yazar. Biz aşığız yahu, eziyet etmeyin açın yolumu  varam gidem sevdiğime diye. Tabi hitap şekli bu olmasa da Pınarca tercümesi bu şekilde olur. Konsolosluk da bu aşka hürmet gösterir ve uzun süreli vize verir.

Gelin kızımız Arzu , aşkın ilk yıllarında temkinli olsa da Mauro kendinden çok emin gelecek hayalleri kurmaya başlar bile. Hem aşık hem anne olan Arzu, hayatında gerekli değişiklikleri yapmak için ailesinin desteğiyle Amstardam'da yeni evini düzenlemeye başlar.




Gönlüm düştü bu sevdaya 

Gel gör beni aşk neyledi. 
(Yunus Emre)



Ve nihayet 29 Temmuz 2016 tarihi iki sevgilinin resmi olarak birbirine kavuştuğu tarihtir. Her masal mutlu sonlanır ya bizim hikayenin de son kısmı Amsterdam da sıcacık bir düğünle biter. 







Istanbul’ Da Kız Evinde Kına Gecesi


Hikayeyi ilk yazdığımız Aret’in Yeri ‘ nde hem rakı içme  hem kına yakma hayali bu hikayeye yakışmasa da İstanbul’da bombalama olayıyla amacına ulaşmadı. Biz de evde kutlamaya karar verdik ve aşka hürmet gösteren tüm kadınlar aynı çatıda tekrar toplandık. Ne kınamız eksikti ne de ‘Yüksek Yüksek Tepelerimiz ‘.


Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar

Trekbeşbin Kadın Kolları kına eğlencesi



Amsterdam ‘ da Düğün Başkadır

Damat Evinde Düğün Hazırlığı


İki farklı kültür demek az bile kalır çünkü biz Türk tarafı olsak da damat anne tarafından Hollandalı , baba tarafından İtalyan . Nasıl olacağı konusunda merak ve beklenti çok fazlaydı.

Beş kadın İstanbul’ dan kalkıp arkadaşımızın mutluluğuna şahit olalım diye yola koyulduk. Gelin/damat olmadığımız halde bize yapılan süprizleri görünce çok şaşırdık.

Düğüne başlamadan önce eve gidip kızımızı hazırladık.  Mauro ile ilk kez evinde tanıştık. Çok sıcak,candan, heyencanlı bizden bir damat işte . Arzu'nun ailesi ile çoktan kaynaşmışlar bile. Zaten annesi ve kardeşinin  gözlerindeki mutluluk burada yazarak tarif edebileceğim birşey değil. Tüm aile ve arkadaşları kendine hayran bıraktı damat. Sonra mı? Gelsin selfie ler gitsin video çekimleri.


Erkek evinde gelin hazırlığı

 Ardından stand up show kıvamında geçen bir nikah töreni. Hayatımda ilk defa nükte konusunda başarılı bir nikah gördüm. Biz her ne kadar her cümlede kahkahalar atsak da sonradan öğrendim ki gelin kızımız heyecandan neredeyse bayılmak üzere. Ona sorsanız şakaların hiçbirini duymamıştır bile.

Arzu nun burada heyecandan bayılmak üzere olduğu anlamak imkanız :)





Ve nikahın en keyifli son anları :)




Sol baştan Arzu'nun dünyalar güzeli kızı, annesi , kardeşi ve ciftimiz


Gidenler bilir. Amsterdam' da bolca kanal vardır ve kanalların kenarında café, restaurant bulmak mümkün.  Damadımız bizi böyle bir mekana götürdü nikahtan çıkınca. Biz biraları yudumlarken güzel bir süprizin beklediğini ne Arzu biliyordu ne de biz İstanbullular.


Nikah sonrası kanal kenarında soluklanma


Mauro, bizim için uzun tur yapmak için bir tekne turu ayarlamıştı. Hem pastayı kestik hem de tur boyunca içtik.  Biz tabi eğlenceyi bu kadar sandık.

Tatlıdan nefret etsende zehir gibi,sevdalın uzatırsa geri çevirmezsin


Teknede hiç unutamadığım bir ansa; bir  çalışan tekne turuyla ilgili kısa bir bilgi verdikten sonra tuvalet var diyince tüm kalabalığın gösterdiği mutluluk gösterisiydi . Gezi sırasında içkileri içip sohbet ederken tanıdık bir melodi geldi kulağımıza. Arzu'nun en sevdiği şarkı. Mauro, sevgili olduğu ilk yıllarda araştırmış en sevdiği şarkıları. Vee tekne turunda şarkıyı duyunca ne yalan söyleyeyim Arzu'yla birlikte neredeyse ağlayacaktım. Hangi şarkı mı; Nilüfer \'Çok Uzaklarda'.






O da yetmemiş gibi ardından harika bir İtalyan restaurant a gittik. İtalyan düğünlerindeki bacio bacio diye bağırıp gelin damatı öptürme geleneğine bizde katıldık. O geceye dair en keyifli şey katılan tüm misafirlerin bizden sonra hep  ‘öp,öp’ demesiydi. Bu İtalyanlardaki neşe,keyif beni mest ediyor. Ferzan Özpetek filmlerindeki birer kareydik adeta,film tadında bir akşam işte. Ama bu sefer film değil gerçek bir aşkın gerçek şahitleriydik. Geceyi bitirirken görüntümüz çok daha garipti. ‘ Ankara’ nın Bağlarında’ herkes ayakta karşılıklı göbek atıyordu. Müzik mi evrensel eğlence mi bilemedim ama müziğin tüm kültürleri aynı neşede sardığı kesindi.

Pasta Vino restoran Akşam Eğlencesi

Ertesi günler Amsterdam sokaklarında gezerken konumuz hep Arzu & Mauro nun düğünü, aşkları, hayatlarıydı. Uzak diyarlarda aşkı peşinden gelen cesur bir kadın için içimizde hiçbir endişe kalmamıştı hatta içten içe imrenenlerimiz vardı.

Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine, ne diyelim bir ömür boyu mutluluklar dileriz dostlarımıza.

MUTLU SON :)









Son Kısa Hikaye
Hem Ermeni Hem Eşcinsel
 


Son kısa hikayede benden gelsin.

Düğünde birçok ulustan davetli varken biri ilgimizi çok çekti. Her ne kadar bize mesafeli olsa da ağzından bir kaç Türkçe sözcüğü yakalayan uyanık arkadaşlarım inadına yanına gidip Türkçe konuşuyordu. Ilerleyen saatlerde aradaki mesafe kısalmaya, hoş sohbetler etmeye başladık. Ben kül kedisi olarak gece eve dönmek için yol tarifi sorarken, o beni taksiyle bırakabileceğini söyledi. Taksi o şehre göre bile çok pahalı. Alkolün etkisi olsa da ilk defa gördüğüm bir insandan böyle bir iyilik kabul etmezdim. Ben itiraz edince şaka yollu dert etme biz zenginiz dedi sevgilisini göstererek. Beni yüksek topukla sokakta yürütmek istemediğini   belirtti. 

Kadın şoförün olduğu bir taksiye bindik üçümüz. Psikolog olan arkadaşım Ermeni geçmişinden ve Türkiye de yaşadıklarımızdan ne kadar rahatsız olduğunu anlattı yol boyu. Beni en çok etkileyen ailesini zulümden kaçarken koruyan Alevilerden dolayı babasının kendini Alevi olarak görmesiydi. Bana yakınlaşmasının nedeni geçmişte birlikte gördüğümüz acılar,eziyetler miydi bilemem. Ama o sohbette çok tanıdık, çok samimi bir şeyler vardı.

Sokağa varınca takside inip ,birlikte  kapıya kadar eşlik ettiler ki bu konuda da çok ısrar ettim ve de çok utandım. İstanbul’da bir kadını gecenin bir vakti toplu taşıma kullanma yada taksiyle gitmesini umursamayan o kadar ahmak görüm ki hiç tanımadığım birinden bunu görmek çok şaşırttı ve nedense utandırdı. Nasıl bir hayat yaşıyoruz ki burada insanlık namına gördüklerimiz bizi utandırsın.

Ayrılırken yakışıklı sevgilisiyle bana veda edip ayrıldı. Çevremde bir çok insan tarafından hem Ermeni hem de eşcinsel olduğu için ters tepki verileceğini bildiğim için adını kendime sakladım. Benim nezdinde çoğu kişinin bu nazik insanın yarı tırnağı olamayacağı kesin. 

Ermeni arkadaşım teşekkür ederim samimiyetin ve nezaketin için. İstanbul’ a gelirsen Aret’in Yeri’nde (Ermeni meyhanesi) birlikte kaldığımız yerden devam edelim isterim.



Teşekkürler
Arzu & Mauro çiftine,Trekbeşbin Kadın Kollarının güzel,akıllı kadınlarına, aşkı yaşatıp dünyayı daha çekilir hale getiren tüm aşıklara teşekkürler.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BALI

Cennetten güzel bir parça ; Bali ❤🌺🌸🏵 Bali ye ilk geldiğim anda izlenim harikaydı. Korona için titiz kontrol, tertemi...