20 Ağustos 2013 Salı

SPLIT ŞEHRİ & BRAC ADASI

 
 
Hırvatistan'a giderseniz Zagrep 'te fazla oyalanmadan sahil şehirlere ve ordan adalar uğrayın derim.
Ben tercihimi internet üzerinden yaptığım araştırma ve beğeni oranlarına göre Dubrovnik yerine Split'ten yana yaptım. Bu kararımda da çok memnun oldum.Dubrovnik çok fazla Türk turisti ağırladığı için benim için kafadan eksiye düşmüştü:) Nedense yurtdışına çıkınca Türk görmek istemiyorum. Gittiğiniz yeri anlamanın ve tadını çıkarmanın ne doğru yolu orda yaşayanlarla geçirmek.
 
Zagrep'ten Split otobüsle 6 saat. Otogarda otobüsü görünce çok şaşırdım çünkü nedense vasat bir araç bekliyordum. Arada mola vermesine de şaşırdım çünkü 6 saatlik uyku ile geçirdiğim yolculukta yarım saatlik mola gereksizdi :) Yolculukta atlamayacağım bir ayrıntı var.Çok önemli olmasa da Hırvat kardeşlerin kendi aralarında veya cep telefonuyla yaptığı konuşmalarda bağırarak iletişim kurması.Dillerini anlamadığım için bilemiyorum ama umarım özel hayatlarından bahsetmiyorlardı. aksi takdirde ben hariç tüm otobüs konuya vakıf olacaktır.

 Sizi ilgilendirecek bilgi biletinizi gidiş-dönüş alırsanız %20 indiriminiz olacağı.Ayrıca yolculuğu çok erken saatte yada gece yarısı yaparsanız zamandan kazanırsınız.
 
 

  


    
    Split'e varmadan


 
Saraydan  sahile bakış
 


Saray içinden taş evler


Saraydan kule (split diocletian's palace)


 Split sahil

 
 
 
Hemen sahilde iskelenin karşısında indim.Hava konusunda çok şanslıyımdır.Güneşli bir Split ilk intibayı yüksek tuttu. Hostelime giderken pazardan meyve aldım ama fiyatları pahalıydı.Hosteli bulamadım ama iki genç yardım edip kapının önüne kadar eşlik etti. Elimdeki valizlerle sıcakta ters yönde ilerlediğim için gençler gözümde adeta ilahileşti :) Halkı yardım konusunda çok iyi.İngilizce konuşamasalar da ne yapıp edip derdinize derman olabilirler. Türk olduğunuzu söylerseniz izledikleri dizilerimizden artı puan kazanırsınız.
 
Kaldığım hosteli (Nirvana Rooms) Davor adında bir arkadaş işletiyor. Ben kendisine Davar demeyi tercih ederim. Tavrı, tutumu ve aç gözlülüğü kendisini çok itici yaptı. Odamı çok sevdim ama Davar arkadaş eksi puan aldı ve Zagrep'te kaldığım hostele de anlattım. Onlar da kendi müşterileri için bir uyarı olarak algıladı :)

Nirvana Rooms
 

 
 

 
 
 



 
Penceremden görüntü
 
 
ara sokaklar 
 
 
Split'te ilk yapmanız gereken şey sarayı (split diocletian's palace) gezmeniz.Konstantine'ni babasının sahilin hemen dibinde yaptırdığı sarayın içinde bir şehir oluşmuş.İnşaası yıllar süren saray ve şehir bir çok bürokrata da ev sahipliği yapmış vakti zamanında.Tabi savaş zamanında istilaya uğrayınca saraydan kaçan halk çevreye evini yapıp yaşamış.Böylece şehir sarayın çevresinde genişlemiş. Taş yapılardan oluşan evler çok güzel ve UNESCO tarafından koruma altında.Zaten UNESCO nun geçtiği yer mutlaka görülmeli.Dar sokaklardan geçerken hem pansiyonlara hem de dükkanlara rastlıyorum. Fiyatları uygun değil.En çok ayakkabı dükkanı var ama modeller pek bizim zevkimize hitap etmiyor. Sıcak altında en çok yüzümü güldüren roma dondurmacıları oluyor.
 
Saraydan çıkıp sol tarafta orman doğru  yürüyüp şehri tepeden izleme keyfine erişebilirsiniz.Soluklanmak için sahilde kafeleri tercih edin.Hem manzarası güzel hem de gözleme için iyi bir mekan.Şehirde dikkatimi çeken, çok fazla köpek olması ve insanların küçük köpekleri tercih etmesi oldu. Dalmaçya köpeğini de pek görmedim. Hani eşek ve dalmaçya köpekleriyle meşhurdu :)

 Parktan Split görüntüsü



BRAC ADASI
 
Sabah ilk işim iskeleye gitmek oldu.Birgün öncesinden saatlerini öğrenmiştim.Kahvaltı işini bir blogtan okuduklarıma güvenerek feribota bıraktım ama büyük hata.İçki bile var ama yiyecek yok.1 saatlik yolculuğumda Avusturya lı bir çiftle tanıştım.Arabayla gezdikleri için daha fazla yer görmüşler ve hallerinden oldukça memnundular. En büyük fonksiyonumuz birbirimizin fotoğrafını çekmek oldu :)


 
 
Adaya varınca ilk iş turizm danışma ofisine gitmek oldu.Tabi karşımda güler yüzlü,güzel Hırvat kızları.Broşürleri alır almaz karın doyurmak için sahildeki  kafelere koştum ama nafile.Burda da sadece içecek var. İstemesem de yolum fırıncıya düştü. Bu sefer şansımı pizzadan denedim.Bir dilim pizza kafam kadar ve bitirmek mümkün değil. Pencere kenarında oturup manzarayı izlerken çocuklar da beni izliyor.Yabancı olmam ve fotoğraflarını çekmen çok hoşlarına gitti. Haritadan anlıyorum ki kocaman adanın sadece ufak bir köyündeyim. Hava cok sıcak ve müze,klise gezecek bir modda değilim. Bu nedenle o broşürleri ilgisiz bir şekilde okuyup bırakıyorum.

 



 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 
 
 
 


 
 
 
Ada beyaz duvarları ve mavi çerçeveli evleriyle çok güzel görünüyor. Bir tatil havası hemen hissediliyor.Sahil boyunca yürüyüp mezarlığa geliyorum. Saygısızlık olmasın diye içerde çekim yapmadım,şöyle bir dışardan bakınıp birkaç poz aldım. Herbir mezarda yine özel eşyalar mezarlığı adeta mabete çevirmiş.En kötü olan çocuk mezarları. Küçücük ayıcık ve bebekleri görmek insanı bir tuhaf yapıyor. Deniz ve karşı tarafta dağlık manzara bir harika. Bir kez daha anlıyorum ki bu gezi daha uzun olmalı ve mutlaka yüzülmeli.
 
 
Dondurmamı yiyip soluklandıktan sonra bir markette ev yapımı şarap aldım.2lt 21 kunaya aldım ama tadı çok kötüydü :( Buranın şarapları meşhurdur biraz araştırıp daha iyisini alabilirsiniz bence. Ayrıca zeytinyağı da var ama fiyatları görünce İstanbula ordan taşınmaya değmeyeceğini düşündüm.
 
Bu kadar sıcak olacağını bilemediğim için ne şapka ne de gözlük vardı. Öğleden sonra feribota binip Split e yol aldım. Bu sefer yolculuğum uyuyarak geçti. Yabancı olunca sırt çantandan yastık yapıp koltukta uyuyabilmek gibi hareketler normal olabiliyor. Yerli dostların gözleri üzerimde olsa da ben umursamadan  üstüne rüya bile görebildim.

















 
 
Split e varınca yüklerimi odama  atıp hemen soluğu pazarda aldım.Esnaf benden nefret etmiştir çünkü fiyat sorup sorup sadece magnet aldım. Alınmaya değer özel bir şey yok maalesef. Saray içinde turuma devam ettim. Nihayet bir yerde sandwich buldum. Her yerde börek tarzı fast food yiyecekler olunca bunu bulduğuma çok sevindim. Nedense kafeler de genellikle içecek üzerinde. Demleme çay bulamayacağımdan sallama çayla hüsrana uğramamak için sıcak çikolata söylemiştim.Gelen şey bildiğin puding çıktı.Tatlı candır :) 
 
Split halkı turistlere daha aşina olduğu için bizim kadar olmasa da şark kurnazlığı var. Gençleri daha komikti. Güneş gözlüğü takıp karşımda birşeyler söyleyip kıkırdamalarını anlamadım.Sonra arkadaşım Sonia durumu açıkladı. O gözlükle çok yakışıklı ve karizmatik olduklarını düşünüyorlar.Split li gençlerde garip ve anlaşılmaz bir özgüven var.Bu arkadaşımı rahatsız etmese de eğlendiriyor.
 
Dönüş zamanı gelince bilet aldığım şirketin otobüsünü daha erken zannettiğim için kafadan kayıp 3 saatim oldu. Önce internet kafede 1 saati 15 kuna dan değerlendirdim.Sahil boyu tezgahlarda güneş gözlüğü ve şapkanın çokluğu şaşırtmamalı sizi.Bir kızın tezgahına gidip gözlük baktım. Konuşa konuşa mevzu bizim muhteşem dizilere geldi. İstanbul onların nazarında mutlaka gidilmesi gereken hedef bir şehir.Bunda dizilerin inanılmaz katkısı var. Yolculuğa çıkmak onlar için çook kolay değil çünkü gelirleri çok yüksek değil.Görünür de iyi sanılsa da asgari ücretlerinden memnun değiller. Kadınları sokak süpürürken görmeniz normal çünkü kadınlar da çalışmak zorunda ve temizlik işlerinde bizim aksimize kadınlar tercih ediliyor.
 
 
Split i çok sevdim. Çünkü sokak düzeni,taş yapı eski evleri,dar kaybolası sokakları ,hep sokakta oynayan çocuklar ve onların gülüşmeleri bu şehrin vazgeçilmezleri arasında. Hostelde tanıştığım Finlandiyalı bayanlar için bahar yaz gibiydi ve ben keşke şort giyseydim dediğim dönemde onlar denizden çıkamadı. Kendi ülkelerinde karda suya girdikleri için bahar havasını yaz olarak algılamaları normal.
 
Split e giderseniz adalara öncelik verim derim.Brac tan sonra bir ada daha var ve İbiza adasının dünyadaki diğer örneği denmekte. Sırt çantasını alıp bir daha gidip sadece adalarında tatil yapmalıyım. Bu arada 5 yıldızlı otelde tıkılıp kalmaktan rahatsız olan,gezmeyi seven çiftler için de tavsiye ederim.Bence balayı için ideal bir romantizm.
 
Gezdiğim yerler arasında Hırvatistan nedense baştacı yaptım.İkinci kez gidip görmediğim yerleri keşfetmeyi çok isterim. İlk Hırvatistan vizesi verdikleri TC vatandaşına Shenghen vizesi verirken kolaylık sağlarlar sanırım :)
 
BEN ETTİM SEN EYLEME
  • Uzun şehirlerarası yolculuklarını geceyarısı yada ölü zamanlarında yap ki vaktin yolda geçmesin
  • Daha fazla dondurma ye
  • Coucsurfing ten daha erken arkadaş bul.Zagrep te buldum ama Split te geç kaldım.
  • Şapka,güneş gözlüğü ve sıcak havalara uyacak kıyafetını al mutlaka (hava durumu aksini söylese de )
  • Nirvana Room a gitme,Davar'ı sevmedim.
  • Akıllı telefon zannetiğin kadar akıllı değildir. Ayarlarını kontrol et.
  • Benim sahilde gidemediğim restauranta gidip yemek ye
  • Akşam sarayda dışarda oturup canlı müzik dinle ve birşeyler iç
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BALI

Cennetten güzel bir parça ; Bali ❤🌺🌸🏵 Bali ye ilk geldiğim anda izlenim harikaydı. Korona için titiz kontrol, tertemi...